Alfheim Aromaterapi Blog

Aromaterapiye Giriş 101

Mar 01, 2023

Aromaterapiye Giriş 101

Aromaterapi Nedir? - Aromaterapiye Giriş 101

Aromaterapi Nedir? - Aromaterapiye Giriş 101


İnsanoğlu, çevresini dönüştürmeye başladığı andan itibaren içine doğduğu ve içinde  hayatta kalmaya çalıştığı doğayı taklit ederek yaşamını sürdürmeye çalıştı. Doğadaki  canlıların hayatta kalmak için geliştirdikleri teknikleri kendi yaşamına uygulayarak neslini sürdürmeyi başardı. İnsanoğlu bu "varoluş” sürecinde onbinlerce yıldır bitkilerin mucizevi  gücü olan kokulu bileşenleri kullanıyor.Tıpkı bitkiler gibi korunmak, neslini devam ettirmek,  zararlı diğer canlılardan sakınmak,ruh ve beden dengesini sağlamak, spiritüel varlıklara  şükranlarını sunmak ve onları yeryüzüne davet etmek için…

Aromaterapinin Tarihçesi

Aromaterapinin Tarihçesi
Fransız kimyacı Rene Maurice Gattefosse tarafından tıp ve kimya literatürüne kazandırılan "Aromaterapi” Grekçe aroma ve therapeia, yani koku ve tedavi kelimelerinin bir araya gelmesiyle oluşur. Fakat aromaterapi nedir sorusunun cevabını ve insanoğlunun kokuya olan tutkusunu anlamak için on binlerce yıl geriye gitmek gerekir.
 
Doğayı taklit ederek ve ancak onunla uyum içinde olduğumuzda hayatta  kalabildiğimizden bahsetmiştik. Çevresindeki hayvanların yiyerek şifa buldukları bitkileri  gözlemleyen insanoğlu fitoterapiyi -bitkilerle tedavi- uygulayan ilk insanlar olmuştur. Bu  bilgiye sahip olan Kamlar, bitkiler yoluyla şifa dağıtan, aynı zamanda ruhsal varlıklarla  kokular aracılığıyla ilişki kurarak, göksel mesajları ileten ilk aromaterapistlerdir.  
M.Ö 4500’lü yıllardan itibaren Mısırlıların aromatik yağlar ve özellikleri hakkında  bilgi sahibi olduklarını, piramitlerin yapımında ve defin törenlerinde kokuyu kullandıklarını  biliyoruz. Akasya, Günlük, Lavanta, Itır gibi güzel kokulu aromatik yağlar tanrılara sunulan adakların yanında onları hoşnut edecek ve insanların adaklarına iltifat etmelerini sağlayacak bir araç olarak kullanılmıştır. M.Ö 4000-2000 yılları arasında yaşamış Sümer Uygarlığı tıpkı Mısır gibi aromaterapinin faydalarını biliyor ve kullanıyorlardı. 2000 yıl önce  Çin, Hindistan ve İran medeniyetleri kişisel bakım ve aromaterapik yağlarla iyileşmede  geniş bir bilgi birikimine sahiptiler. Uçucu yağların elde edilmesi-damıtma sanatında  ustalaşmışlardı.  
Gattefosse 
Binlerce yıllık serüvene 1937 yılında yayınladığı "Aromaterapi” isimli kitap ile isim  babalığı yapmış Gattefosse ile birlikte aromaterapi tedavisi modern tıp literatürüne girmiş olur. Bu tarihten itibaren modern bilim de aromaterapi nedir sorusuna cevap aramaya başlar.Gattefosse sonrası bu süreç, günümüzde klinik aromaterapi uygulamaları olarak  karşımıza çıkar. Aromaterapi eğitimi sağlık profesyonellerinin, doğal güzellik bakımı arayanların, ayin, meditasyon, yoga gibi spiritüel aktivitelerde bulunanların ilgi alanlarına girer. Alfheim, tıpkı insanoğlunun on binlerce yıldır yaptığı gibi doğadan aldığı ilhamla büyüleyici ve şifalı kokuları saf ve doğal halleriyle sizlerle buluşturur.    

Aromaterapi Ne İşe Yarar?

Aromaterapi Ne İşe Yarar?
En yalın haliyle aromaterapi kokular ile tedavi demektir. Peki ruh, beden bütünlüğünü sağlamada yardımcı olan, topikal uygulamalarda cilt yoluyla vücudumuza giren, sadece sağlık profesyonellerini gözetimi altında yürütülmesi gereken dahili tüketim ile ağız yoluyla tüketilen bu aromatik yağlar nasıl bu kadar etkili olabiliyor?  

İşte aroma yani koku kelimesinin mucizesi burada başlıyor. Koku algımız ilk canlı  organizmalarla birlikte ortaya çıkan algılama biçimlerinin evrilmiş halidir. Duygular ve  güdülerle doğrudan bağlantılıdır. En temel duygu ve davranış biçimlerimizi doğrudan etkileyen koku, burnumuzda yer alan koku reseptörlerine ulaştığı anda, limbik sistemimizi  harekete geçirir. Kokulu binlerce bileşen içeren aromatik yağlar, bu koku reseptörleri  aracılığıyla kimyasal mesajlara dönüştürülür ve hafıza duyuları, iştah, sinir sistemi, konsantrasyon gibi aktiviteleri yöneten hormon merkezleriyle bağlantılı limbik sistemde  işlenir. Çocukluğunuza dair hatıraların, bir koku aracılığıyla ansızın canlandığını hatırlayın. İlkokul günlerindeki aşı tedirginliğinizi ya da güzel bir günde kırlarda sevdiklerinizle geçirdiğiniz özel bir günü hatırlatacak bir koku mutlaka vardır. Gördüklerimizi, tattıklarımızı,  dokunduklarımızı  unutabiliriz ama koku hafızamız bizi şaşırtacak derecede kuvvetlidir.  

Stres ve kaygı yönetiminde aromatik yağlar büyük bir destekçimizdir. Uyku  bozukluklarında uçucu
yağların sedatif etkilerinden faydalanabiliriz. Zihin açıcı ve  konsantrasyon arttırıcı etkileriyle biberiye, limon, greyfurt gibi aromatik uçucu yağlar ortam kokulandırmada oldukça yaygın kullanılmaktadır. Dünyaca ünlü perakende zincir  mağazaların alışveriş güdüsünü ve mağaza içi hareketliliği arttırmaya yönelik koku  manipülasyonu üzerinde çalışmalar yaptıkları bilinmektedir. Duygusal ve güdüsel olarak  zihin ve bedenimizi böylesine doğrudan etkileyen aromaterapi mod yükseltme, mide  bulantısı, özgüven ve pozitif enerji sağlamada yardımcımızdır.

Aromaterapinin Faydaları

Uçucu yağlar sadece koku reseptörleri yoluyla değil, doğrudan uygulamalarla da  bedene fayda sağlarlar. Teneffüs ettiğimiz uçucu yağ içerisindeki aktif bileşenler -terpenler,  alkoller, esterler vb.- önce akciğerlerimize oradan da dolaşım yoluyla tüm bedenimize ulaşırlar. Topikal uygulamalarda vücut sistemimiz içerisindeki yağlar tarafından hızla  çözülür ve sisteme dahil edilirler. Çok kısa bir süre içerisinde doku ve organlara  ulaşabilirler. Fakat uçucu yağların toksik etkileri nedeniyle topikal-cilt uygulamalarında mutlaka sabit yağlar ile doğru oranlarda seyreltilerek kullanılması gerekir. Böylece uçucu  yağ içerisindeki aktif bileşenler cilt ve vücut sağlığı için güvenli şekilde kullanılmış olur. Çay  ağacı yağının sivilce ve aknelerde, günlük yağının gençleştirici etkisi nedeniyle cilt üzerinde kullanımı topikal etkiye örnek verilebilir. Limon Kabuğu uçucu yağı ile ilgili öksürük semptomlarına karşı yapılmış topikal ve inhalasyon uygulamaları mevcuttur.  
 
İnsanoğlu on binlerce yıldır doğanın bu mucizevi etkilerinden ilham aldı. Mısırlılar,  mumyalarını koruyucu uçucu yağlar ve reçinelerle kokulandırdı, Sümerler ve Grekler kokularla tedavi uygulamalarını geliştirdi, Çin, Hindistan ve İran uçucu yağ eldesinde uzmanlaştılar. Yemenli tüccarlar, arındıran ve hastalıklardan koruduğuna inanılan güzel kokuları yüzyıllarca Avrupa'ya taşıdılar. İbn-i Sina uçucu yağların ve kokulu hidrolatların elde edilmesi için distlasyon tekniğini daha da ileriye taşıdı. Aromatik yağlar Fransız kadınlarının parfümlerinin vazgeçilmez bileşenleri oldular. Alfheim, aromaterapinin on binlerce yıldır süregelen bu hikayesine tanık olmanız, dünyanın en güzel kokularını keşfetmeniz için doğdu. Şimdi bu büyülü hikayeyi birlikte keşfetme zamanı.

Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.