Aromaterapi Nedir? - Aromaterapiye Giriş 101
İçerik Başlıkları
İnsanoğlu, çevresini dönüştürmeye başladığı andan itibaren içine doğduğu ve içinde hayatta kalmaya çalıştığı doğayı taklit ederek yaşamını sürdürmeye çalıştı. Doğadaki canlıların hayatta kalmak için geliştirdikleri teknikleri kendi yaşamına uygulayarak neslini sürdürmeyi başardı. İnsanoğlu bu "varoluş” sürecinde onbinlerce yıldır bitkilerin mucizevi gücü olan kokulu bileşenleri kullanıyor.Tıpkı bitkiler gibi korunmak, neslini devam ettirmek, zararlı diğer canlılardan sakınmak,ruh ve beden dengesini sağlamak, spiritüel varlıklara şükranlarını sunmak ve onları yeryüzüne davet etmek için…
Aromaterapinin Tarihçesi
Fransız kimyacı Rene Maurice Gattefosse tarafından tıp ve kimya literatürüne kazandırılan "Aromaterapi” Grekçe aroma ve therapeia, yani koku ve tedavi kelimelerinin bir araya gelmesiyle oluşur. Fakat aromaterapi nedir sorusunun cevabını ve insanoğlunun kokuya olan tutkusunu anlamak için on binlerce yıl geriye gitmek gerekir.
Doğayı taklit ederek ve ancak onunla uyum içinde olduğumuzda hayatta kalabildiğimizden bahsetmiştik. Çevresindeki hayvanların yiyerek şifa buldukları bitkileri gözlemleyen insanoğlu fitoterapiyi -bitkilerle tedavi- uygulayan ilk insanlar olmuştur. Bu bilgiye sahip olan Kamlar, bitkiler yoluyla şifa dağıtan, aynı zamanda ruhsal varlıklarla kokular aracılığıyla ilişki kurarak, göksel mesajları ileten ilk aromaterapistlerdir.
M.Ö 4500’lü yıllardan itibaren Mısırlıların aromatik yağlar ve özellikleri hakkında bilgi sahibi olduklarını, piramitlerin yapımında ve defin törenlerinde kokuyu kullandıklarını biliyoruz. Akasya, Günlük, Lavanta, Itır gibi güzel kokulu aromatik yağlar tanrılara sunulan adakların yanında onları hoşnut edecek ve insanların adaklarına iltifat etmelerini sağlayacak bir araç olarak kullanılmıştır. M.Ö 4000-2000 yılları arasında yaşamış Sümer Uygarlığı tıpkı Mısır gibi aromaterapinin faydalarını biliyor ve kullanıyorlardı. 2000 yıl önce Çin, Hindistan ve İran medeniyetleri kişisel bakım ve aromaterapik yağlarla iyileşmede geniş bir bilgi birikimine sahiptiler. Uçucu yağların elde edilmesi-damıtma sanatında ustalaşmışlardı.
Binlerce yıllık serüvene 1937 yılında yayınladığı "Aromaterapi” isimli kitap ile isim babalığı yapmış Gattefosse ile birlikte aromaterapi tedavisi modern tıp literatürüne girmiş olur. Bu tarihten itibaren modern bilim de aromaterapi nedir sorusuna cevap aramaya başlar.Gattefosse sonrası bu süreç, günümüzde klinik aromaterapi uygulamaları olarak karşımıza çıkar. Aromaterapi eğitimi sağlık profesyonellerinin, doğal güzellik bakımı arayanların, ayin, meditasyon, yoga gibi spiritüel aktivitelerde bulunanların ilgi alanlarına girer. Alfheim, tıpkı insanoğlunun on binlerce yıldır yaptığı gibi doğadan aldığı ilhamla büyüleyici ve şifalı kokuları saf ve doğal halleriyle sizlerle buluşturur.
Aromaterapi Ne İşe Yarar?
En yalın haliyle aromaterapi kokular ile tedavi demektir. Peki ruh, beden bütünlüğünü sağlamada yardımcı olan, topikal uygulamalarda cilt yoluyla vücudumuza giren, sadece sağlık profesyonellerini gözetimi altında yürütülmesi gereken dahili tüketim ile ağız yoluyla tüketilen bu aromatik yağlar nasıl bu kadar etkili olabiliyor?
İşte aroma yani koku kelimesinin mucizesi burada başlıyor. Koku algımız ilk canlı organizmalarla birlikte ortaya çıkan algılama biçimlerinin evrilmiş halidir. Duygular ve güdülerle doğrudan bağlantılıdır. En temel duygu ve davranış biçimlerimizi doğrudan etkileyen koku, burnumuzda yer alan koku reseptörlerine ulaştığı anda, limbik sistemimizi harekete geçirir. Kokulu binlerce bileşen içeren aromatik yağlar, bu koku reseptörleri aracılığıyla kimyasal mesajlara dönüştürülür ve hafıza duyuları, iştah, sinir sistemi, konsantrasyon gibi aktiviteleri yöneten hormon merkezleriyle bağlantılı limbik sistemde işlenir. Çocukluğunuza dair hatıraların, bir koku aracılığıyla ansızın canlandığını hatırlayın. İlkokul günlerindeki aşı tedirginliğinizi ya da güzel bir günde kırlarda sevdiklerinizle geçirdiğiniz özel bir günü hatırlatacak bir koku mutlaka vardır. Gördüklerimizi, tattıklarımızı, dokunduklarımızı unutabiliriz ama koku hafızamız bizi şaşırtacak derecede kuvvetlidir.
Stres ve kaygı yönetiminde aromatik yağlar büyük bir destekçimizdir. Uyku bozukluklarında uçucu yağların sedatif etkilerinden faydalanabiliriz. Zihin açıcı ve konsantrasyon arttırıcı etkileriyle biberiye, limon, greyfurt gibi aromatik uçucu yağlar ortam kokulandırmada oldukça yaygın kullanılmaktadır. Dünyaca ünlü perakende zincir mağazaların alışveriş güdüsünü ve mağaza içi hareketliliği arttırmaya yönelik koku manipülasyonu üzerinde çalışmalar yaptıkları bilinmektedir. Duygusal ve güdüsel olarak zihin ve bedenimizi böylesine doğrudan etkileyen aromaterapi mod yükseltme, mide bulantısı, özgüven ve pozitif enerji sağlamada yardımcımızdır.
Aromaterapinin Faydaları
Uçucu yağlar sadece koku reseptörleri yoluyla değil, doğrudan uygulamalarla da bedene fayda sağlarlar. Teneffüs ettiğimiz uçucu yağ içerisindeki aktif bileşenler -terpenler, alkoller, esterler vb.- önce akciğerlerimize oradan da dolaşım yoluyla tüm bedenimize ulaşırlar. Topikal uygulamalarda vücut sistemimiz içerisindeki yağlar tarafından hızla çözülür ve sisteme dahil edilirler. Çok kısa bir süre içerisinde doku ve organlara ulaşabilirler. Fakat uçucu yağların toksik etkileri nedeniyle topikal-cilt uygulamalarında mutlaka sabit yağlar ile doğru oranlarda seyreltilerek kullanılması gerekir. Böylece uçucu yağ içerisindeki aktif bileşenler cilt ve vücut sağlığı için güvenli şekilde kullanılmış olur. Çay ağacı yağının sivilce ve aknelerde, günlük yağının gençleştirici etkisi nedeniyle cilt üzerinde kullanımı topikal etkiye örnek verilebilir. Limon Kabuğu uçucu yağı ile ilgili öksürük semptomlarına karşı yapılmış topikal ve inhalasyon uygulamaları mevcuttur.
İnsanoğlu on binlerce yıldır doğanın bu mucizevi etkilerinden ilham aldı. Mısırlılar, mumyalarını koruyucu uçucu yağlar ve reçinelerle kokulandırdı, Sümerler ve Grekler kokularla tedavi uygulamalarını geliştirdi, Çin, Hindistan ve İran uçucu yağ eldesinde uzmanlaştılar. Yemenli tüccarlar, arındıran ve hastalıklardan koruduğuna inanılan güzel kokuları yüzyıllarca Avrupa'ya taşıdılar. İbn-i Sina uçucu yağların ve kokulu hidrolatların elde edilmesi için distlasyon tekniğini daha da ileriye taşıdı. Aromatik yağlar Fransız kadınlarının parfümlerinin vazgeçilmez bileşenleri oldular. Alfheim, aromaterapinin on binlerce yıldır süregelen bu hikayesine tanık olmanız, dünyanın en güzel kokularını keşfetmeniz için doğdu. Şimdi bu büyülü hikayeyi birlikte keşfetme zamanı.
İlgili Makaleler